Ordu Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar

Ordu Mutlu Sonlu Masöz

“Benimle işiniz biniyse, raporumu vermek üzere komuta merkezine ayrılma izni rica ediyorum. İzin verilmiştir,” dedi Jael ve göğsüne koyduğu bir yumrukla kendisini selamlayan Ran’a, başını sallayarak karşılık verdi. Ran derhal onun yanından geçerken, Ze’ev kardeşinin üstünden Scarlet’ın kokusunu aldı ve midesi kasıldı. Bedenini gevşetmeye Ordu Mutlu Sonlu Masöz çalıştı ve içinden yükselen hayvani dürtüyü, Scarlet’a parmağını bile sürmüşse kardeşinin boğazcaını parçalama isteğini bastırdı. Ran başını bir yana eğdi. Yüzündeki ifade, yalnızca ikisinin arasındaki bir sırla karardı. “Evine hoş geldin kardeşim.” Ran yoluna devam ederken, Ze’ev galerinin öteki tarafındaki kapının kapandığını işitene kadar, yüzündeki ifadesizliği korudu.

Sonrasında sihirbaza merhaba verdi. “Başka bir şey yoksa. “aslen, bir şey daha var.  Hatta seninle tartışmak istediğim birkaç konu var.” Jael koltuğuna geri oturdu. “Bu sabah Yüce Majestelerinden bir mesaj aldım. Kraliçe, Dünya’da konumlanmış tüm sürülerin yarın için hücumya hazır olmasını emrediyor.” Ze’ev dişlerini sıktı. “Yarın mı?” “Doğu Ulusları Topluluğu ile yaptığı görüşmeler kraliçenin arzu etmiş olduğu şekilde ilerlememiş ve verdiği tüm ödünlere karşı, sunmuş olduğu anlaşmanın kabul  edilmemesinden sıkılmış durumda. Linh Cinder adındaki sayborg kızın yakalanması ve kendisine teslim edilmesi şartıyla geçici bir barış devamlılığı sunmuş.

Ordu Mutlu Sonlu Masöz

Fakat bu şart da yerine getirilememiş. Saldırı mahalli saat ile gece yarısında, Yeni Pekin merkezli olarak gerçekleştirilecek. Biz de kendi yerel saatimizle 18:00’da atakya geçeceğiz.” Jael ellerini, kırmızı ceketinin geniş kollarına soktu. Ceketin kol kenarlarına işlenmiş rünler, tavandaki kendinden enerjili ampullerin ışığı altında parıldadı. “Adamlarına liderlik edebilmek için vakitında dönmene memnunum. Senin Paris’in kalbine yapılacak saldırıda yer almanı  isterim. Bu görevi kabul ediyor musun?” Ze’ev ellerini peşinde kavuşturdu, bileklerini acıyıncaya kadar sıktı. “Yüce kraliçenin emirlerini sorgulamak istemem ama Doğu Ulusları’na acı bir ders vermek için niçin bizi prensesi arama görevimizden alıgeçirmek istediğini anlayamadım.

Önceliklerdeki bu değişimin sebebi nedir?” Jael arkasına yaslandı, dikkatle Ze’ev’i süzdü. “Yüce Majestelerinin önceliklerini sorgulamak sana düşmez. Buna karşın, bu savaştaki ilk çatışmaya aklı karışık bir şekilde çıkmanı istemiyorum.” Jael omuzlarını silkti. “Kraliçe, Linh Cinder’ın kaçışı yüzünden burnundan solur hâlde. Kız sıradan bir sivil olmasına karşın, Yüce Majestelerinin göz boyamasının arkasını görebilmiş. Üstelik bir içi boş da değil.” Ze’ev, yüzüne vuran şaşkınlığını gizleyemedi. “Bu sıra dışı kabiliyetin, kızın sayborg programlamasından mı yoksa sıra dışı güçte bir Aycı kabiliyetine haiz olmasından mı kaynaklandığını henüz bilmiyoruz.”